Çorum yemek kültürü, zengin ve çeşitlilik gösteren yapısıyla ayrı bir yere sahiptir. Özellikle “Çorum beşlisi” olarak bilinen ve düğünlerde yapılan; düğün çorbası, yahni, pilav, su böreği ve baklava gibi başlıca lezzetlerin yanı sıra, il merkezinde, ilçelerde ve köylerde, kendine mahsus özellik gösteren yemek türleri ve pişirme çeşitleri vardır.
Yapıldığı bölgenin coğrafi, ekonomik ve tarımsal özelliklerini yansıtan yemekler, iletişimin ve teknolojinin gelişmesiyle zamanla herhangi bir yöreye ya da şehre ait olmaktan çıkmış; aynı malzemeyle yapılan yemek farklı bir ad veya sunumla Türkiye’nin değişik yörelerinde yapılır hale gelmiştir. Bu da yaygınlık kazanarak bir tanınmayı beraberinde getirmiştir.
Çorum halk kültüründe, geçmişte, mutfak tabiri kullanımı kadar, daha yaygın olarak “aşevi” veya “aşocağı” söyleyişi tercih edilmekteydi. İlin, geleneksel mimarisine uygun olarak, bu mutfak-aşevi-aşocağı müstakil bir yerde teşkilatlanmıştır. İki katlı yapıların alt kısmında, tek katlı yapıların da yan tarafları genelde bu amaç için kullanılmaktaydı. Yemeğin pişirildiği bu mekânın, tamamlayıcı diğer unsurları da olmakla birlikte, doğal olarak en önemli yerini “ocak” “ocakbaşı”, “ocakeşiği” tutmaktadır. Ocağın iki yanında ufak tefek eşya koymak için duvar içlerine gömülmüş “medine” “terece” denilen, alçıdan yapılmış hücrecikler, bunların yanlarında yine duvarların içine girmiş, tahtalarla üst üste gözlere bölünmüş “bucaklık”lar bulunur. Rafların üstüne, büyüklü küçüklü, kalaylanmış pırıl pırıl görünen ve “kapaklık” denilen bakır sahanlar, “masaf” denilen bakır tepsiler dizilidir. Ayrıca, hemen her evde, üstü tuğla ile örtülmüş, ekseriya etrafı açık bir hangar-depo “haymalık” bulunur. Bu hangarın uygun bir yerinde, dört beş metre uzunluk, iki metre derinliğinde çok geniş bir ocak vardır. Bu ocağın içinde pekmez kaynatmaya yarayan, hususî tarzda yapılmış “küre” denilen diğer bir ocak, yufka ekmeği pişirmek için “tandır”, şıra kestirmeye, çamaşır suyunu kaynatmaya yarayan büyük kazan koyulabilecek başka bir ocak daha vardır. Haymalıkta bağ zamanında üzümler ezilir şıra yapılır. Reçeller, pekmezler pişirilir ve çarpılır, çamaşır yıkanır, boş köşelere odun yığınları istif edilir. Bir tarafında da bağdan üzüm getirmeye mahsus, “şınavat” denilen tahtadan yapılmış oluk, “şapşal” adı verilen üzüm taşımaya yarayan küfe ve üzüm sıkmaya yarayan “cendere” bulunur. Çorum’da şehirleşmenin etkisiyle apartman hayatı gelişmiş ve geleneksel mutfak tipi değişime uğramıştır. Ancak, düzayak diye tabir olunan müstakil evlerde ve köy evlerinde geleneksel mutfak tipi korunmuştur. Apartmanlarda mutfak genellikle salonun yanındadır. Mutfak, dolaplarla ve çeşitli beyaz eşyalarla doludur. Tereklerin önüne kapatılan tül perdelerin yerini apartmanlarda kapaklı dolaplar almıştır. Tozdan korumak amaçlı başlayan örtü geleneği, zamanla ev hanımlarının ve genç kızların dantellerle mutfaklarını süslediği, marifetlerini gösterdikleri bir vitrin hâline gelmiştir. Günümüzde de bu dantel kültürü devam ederken bazı evlerde mıknatıslı dolap süslerini de görmekteyiz. Ayrıca, geleneksel Çorum hayatında, yemeklerde misafirlere verilen oyalı mendillerin yerini kâğıt peçeteler almıştır. Yaklaşık yüze yakın yemek çeşidine sahip olan Leblebisi ile ünlü Çorum mutfağı, binlerce yıllık geçmişinde biriktirdiklerini yansıtır sofralara. Yöresel tatları yaşatan değişik mekanlarda mayalı (saç mayalısı, tava mayalısı), yanıç, cızlak, göğ domates, söbelek dolması, kömbe, oğmaç, hingal, haşhaşlı çörek, borhani (hamurlu, yumurtalı, mantarlı), helise, çullama, madımak, tirit, İskilip dolması, kuru mantı, keşkek, kara çuval helvası, hedik, teltel, has baklava, malak ve hasıda gibi lezzetleri tadabilirsiniz.